Savunma Bu Şekilde Yapılır | Fatih Terim & Ali Dürüst Ayarı


       Bir süredir, özellikle Fenerbahçe ve Beşiktaş taraftarları ve taraflı medya, oynanacak olan Galatasaray - Orduspor maçı öncesi Culio üzerinden Galatasaray'a kendi kirliliklerinden bulaştırmaya çalışıyordu. Ancak 26.03.2012 tarihinde yayınlanan Telegol programında, gerçek savunmanın nasıl yapılması gerektiği dersi verilmiş, 'savunma' denilenin başkalarına 'çamur atmadan' kendini aklayarak da yapılabileceğini göstermiştir.

       Bir gecede sayısız yayına bağlanan Nedim Türkmen, karşısında Galatasaray adına yetkili kimsenin olmadığı programlarda, 'olaya vakıf olmayan' bilgisizleri rahatlıkla kandırabileceği açıklamalarda bulunmuştur. Bunun üzerine yayına bağlanan Ali Dürüst, Culio meselesine şöyle açıklık getirmiştir;

1- Galatasaray - Culio - Orduspor arasında yapılan sözleşme 3 tarafı da koruyucu niteliktedir. Galatasaray Culio'yu Orduspor'a satın alma opsiyonu ile kiralamıştır. Haziran ayına kadar Orduspor'da oynayacak olan Culio, Haziranda Orduspor ile anlaşır ise, Orduspor'un futbolcusu olacaktır. Ancak Culio ve Orduspor'un anlaşamaması durumunda Culio Galatasaray'ın futbolcusudur. Yani Orduspor herhangi bir nedenle bu futbolcunun parasını ödemezse, bu parayı Galatasaray ödemek zorundadır! Hatta Orduspor'un oyuncuyu satın alması durumunda da Galatasaray kiralama bedeli bu miktardan düşürülecektir.

2- Oyuncu ile ilgili bütün tasarruf Orduspor'un elindedir. Oyuncuyu oynatabilir, oynatmayabilir, kadro dışı bırakabilir.

3- Galatasaray ile Culio'nun herhangi bir görüşmesi olmamıştır. Ancak Culio gelip sezon sonu Orduspor'a gitmek istemiyorum derse oyuncunun, tercihine bağlıdır. Galatasaray'ın daha iki sene Culio ile mukavelesi vardır.

4- Şuanda yapılan herhangi bir sözleşme kimseyi bağlamaz. Haziran geldiğinde kalan parasını ödeyen Orduspor, Culio ile anlaşabilirse oyuncuyu satın alabilir.

5- Nedim Türkmen'in iftiralar yerine Galatasaray Kulübü'ne teşekkür etmesi gerekir. Çünkü Culio'nun iyi bir oyuncu olduğunu ancak Arda Turan Galatasaray'dayken onun yedeği olarak bir yabancı kontenjanının kullanılamayacağını Ali Dürüst Nedim Türkmen'e anlatmıştır. Mukavelesi de iyidir. Kiralama ücreti yüksekken, eğer Orduspor ile Culio anlaşırsa bu miktarı da düşeceğini açıklamış ve Orduspor'a böyle bir kolaylık sağlamıştır!

6- Bir oyuncunun bonservisini almadan yapılan sözleşme iyi niyet sözleşmesidir. Culio ile şuan yapıldığı söylenen sözleşmenin geçerliliği yoktur. Bonservisi almadan ve Culio ile sözleşme yenilenmediği sürece! Tekrar oyuncu ile mukavele yapılmalıdır. Oyuncu ile anlaşma sağlanırsa, alabilir.

7- Bonservisi bizde olan bir oyuncu ile ilgili Ali Dürüst veya Fatih Hocamızın takdir göstermesi de yadırganacak bir durum değildir.

       Galatasaray'a yüklenilmeye çalışılan diğer isimlere gelince; Yiğit ve Necati sorunu, Federasyonun aldığı yanlış bir karardan dolayı, ligler başlamışken transfer sürecinin devam etmesinden kaynaklıdır! Amrabat'la ilgili Federasyon'dan bize ihtar gelmiştir, savunmamız yapıldığı zaman herhangi bir ceza olmamıştır. Çünkü her şey usulüne uygun işlemiştir!

       Bu kadar açık ve net bir şekilde yapılan açıklamalardan sonra hala aklında soru işareti olanlar varsa bu tamamen yanlı düşüncelerinden kaynaklanmaktadır. Savunmanın nasıl yapılacağını öğreten Ali Dürüst'ün ardından aynı programa Fatih Terim bağlanmış ve yaptığı açıklamalarla herkese teker teker gereken cevabı vermiştir.

       Fatih Terim'in ilk cümleleri yapılan yayınla ilgili tebriklerini sunmasını ile başlamıştır;
"Biriniz yargıç biriniz savcı bir de bulmuşsunuz yalancı şahit hep beraber asıyorsunuz kesiyorsunuz!"
...
"Riera'nın formsuzluğu üzerine basın mensubunun sorduğu soruya karşılık olarak konuştum. Durduk yere konuşmadım. Ben de çok açık yüreklilikle 'Evet, eğer Arda'nın gideceğini daha önceden bilseydik Culio'yu bırakmayacağımı' söyledim.
Nedim Bey siyasete soyunacak. Bunun için bizi kullansın. Ama Galatasaray'ı kimse kullandırtmaz!
Bizi suçladınız, itham ettiniz. Galatasaray Kulübü veya herhangi bir kimsesi arayacak, oynamayın kardeşim mi diyecek? Gerekirse kaybederiz. Biz ne öyle bir şampiyonluk isteriz ne bir galibiyet isteriz! Bizim öyle bir huyumuz olmadı! 
Diyorsunuz ki Yiğit. Manisa maçında bize en iyi oynayan Yiğit!
Ocak ayında ben transfer ilan etmedim! Ocak ayında Federasyon transfer ilan etti. Ne zaman transfer edelim?
Amrabat deniliyor. Bize en iyi o oynamadı mı? Bunu siz söylediniz! Biz arayıp 'bize oynama biz seni alıcaz mı dedik?' Galatasaray Kulübü mensuplarının böyle şeylerle işi olmaz.
Ben burdayım. Nedim Bey şimdi konuşsun. Bizden oyuncu isterken kuzu gibi.
Devre arası verdiğimiz futbolcuyla konuşmak bize yakışır mı? Culio'yu devre arası isteme gibi bir olayımız olmadı. Mehmet Battal'ı Karabük istemeyince kendi oyuncumuzu dışarı mı atıcaz? Culio'dan insanların beklentileri var.
Biz kimseyi ama kimseyi hayatımız boyunca ayartmadık! Biz bir oyuncunun kafasını karıştırıp galip geleceksek, lanet olsun gelmeyelim arkadaş.
Bizim onlarca kiralık oyuncumuz var. Teknik adamlar takip ederler. Geri dönmeliler mi yoksa başka kulüplere verilmeliler mi. İyi teknik adamlar büyük kulüpler takip ederler.
Türkiye'de 20 senedir gönderdiğim tüm kiralık oyuncularım bana karşı oynamıştır! Kimseye madde koymadım! Koymayan tek antrenör benim! Yapmayın Allah aşkına! Galatasaray Spor Kulübü'nü, Fatih Terim'i alet etmeye çalışanlara prim vermeyin!
Diyorsunuz ki Fatih Terim'e Federasyon ceza vermeyecek mi? Neye veriyor? Kime veriyor? Nasıl nereye veriyor? Federasyon kimlere ceza veremiyor bize mi verecek?
Kiraya verdiğim diğer oyunculara da diyorum, orada iyi oynuyor inşallah bizde seneye daha iyi oynayacak.
Benim teknik olarak belki de vermeyeceğim futbolcuları da vererek, Orduspor Başkanına yardım ettik."

       Bu konuşmalardan sonra anlaşılıyor ki Galatasaray'ın açıklamasını yapamayacağı, hiç bir karalama bulunmamaktadır. Dün gece yaşanan bu olay sonrası, Ali Dürüst ve Fatih Terim günlerdir Galatasaray'a çamur atmaya çalışan ve kendi pisliklerini yine Galatasaray'ı örnek göstererek kapatmaya çalışanlara ders vermiştir. Farkındaysanız, "Fenerbahçe de şunu yaptı", "Beşiktaş da bunu yaptı" vs şeklinde değil, "Galatasaray'ın böyle şeylere ihtiyacı yoktur", "Galatasaray böyle işlerin içinde asla bulunmaz" adabıyla kulübümüz savunulmuştur.
Bizim uzun süredir anlatmaya çalıştığımız ve "Ve Söz Savunmanın. Ya da Savunulacak Sözü Olmayanların" isimli yazımızda da dile getirdiğimiz, olması gereken üslup işte budur!

       Orduspor Başkanı Nedim Türkmen'e gelince, "Binlerce Dansöz Var" isimli yazımız onsuz pek bir eksik kalmış anladığımız kadarıyla. Fatih Terim yayına bağlanmadan önce futbolcusunun ayartıldığını, Ali Dürüst bağlanmadan önce Galatasaray'ın futbolcunun aklını çeldiğini dile getiren Türkmen, sonradan "Galatasaray'a teşekkür ediyoruz. Bizlere çok yardımları dokunmuştur. Zaten Galatasaray Kulübü karalanmaya çalışıyor. Kulüpleri bu oyunun içine basın mensupları çekmeye çalışıyor" demeye başlamıştır.

       Ayrıca burada çarpıtılan diğer bir konu da Culio'nun açıklamalarıdır. "Galatasaray'a karşı oynamak istemezdim. Ama bir profesyonelim takımıma ve taraftarıma saygım var. Bu nedenle çıkıp oynayacağım." şeklinde konuşmuştur. Sahaya çıkıp oynamamazlık mı yapmış? Oynamayacağım mı demiş?

    Son olarak bugün Adnan Öztürk'ün yapmış olduğu açıklamalar, tam da bizim anlatmak istediğimiz şeylerin kısa özeti olmuştur. Mahkemede İlhan Ekşioğlu'nun avukatı dün akşamki yayını öne sürerek Emenike konusunda yine yine yine Galatasaray'ı örnek göstererek kendini sözde savunmaya çalışması üzerine;
"İnsanlar kendi işlerine baksınlar. Oturuyorlar mahkeme salonunda Galatasaray'ın bilmem kaç sene önceki olaylarını göstermeye çalışıyorlar. Kimse Galatasaray'ı bu anlamsız tartışmaların içine çekmeye çalışmasın. Galatasaray'ın nezaketini daha fazla zorlamanın anlamı yok. Bunun kimseye faydası olmaz."

"Cevap vermesini biliriz. Allah'a şükür cevap vermekle ilgili en ufak bir problemimiz yok. Hatta aynı taktiği güdersek bizde malzeme çok! Spor tarihinde olmadığı kadar malzeme çok! Ama biz kendi işimize bakmayı tercih ettik." 


"Galatasaray küçük hesapların camiası değildir. Galatasaray şark kurnazlıklarının camiası da değildir. Galatasaray'da yaygara kültürü de yoktur. Biz kendi işimize bakarız, biz kurallara göre de hareket ederiz. Hukuka saygı duyarız." 

       Bu sancılı ve kirli sürece, adı karışmamış, karışmayacak ve asla karıştırılamaycak olan Galatasaray Spor Kulübü'nü kendi kirli takımları gibi zannedenler için, yaptıkları yapacaklarının teminatı olan hocamız Fatih Terim dün gece itibariyle neden "İmparator" adını hak ettiğini herkese bir kez daha göstermiştir. Galatasaray adını ucuz oyunlara alet ettirmeyecek olan hocamız ve yöneticilerimiz başımızda olduğu sürece bazıları, kendisi çalıp kendisi oynamaktan bir adım daha öteye gidemeyecektir.

 Ne demiştik kısa bir süre önce;


...Bizi bilen bilir, bilmeyen kendi gibi bilir...

fenerbahçe 2 - 2 Galatasaray | Alnınızdaki Kanlar Alnımızın Akıdır!

Baskın Basanındır
Gecenin bir vakti, meşalelerle tesisleri basmak elbette ki övünülecek bir iş değildir. Ancak tabiri caizse klavye başından "Florya Metin Oktay Tesisleri'ni bastık" haberleri çıkaran fenerbahçeli kfy grubu, güya bir kaç gün öncesinde çıkan "truva" esprisine gönderme yapayım derken, kendi taraftarlarının bu duruma inanmalarına sebep olmuşlardı.  Sonrasında olanları anlatmak olmaz sanıyoruz. Bu sebeple "bir gece ansızın gelebiliriz..." diyerek sözü, baskını yapanlara, videoyu hazırlayanlara bırakıyoruz;

Boşuna dememiştik;
"Sizin Hayallerinizin Bittiği Yerde Bizim GERÇEKlerimiz başlar"

Daha önce "deplasmanıma dokunma" isimli yazımızda bu konudaki hassasiyetimizi anlatmaya çalışmıştık. Bu sezon alınan bu kararı “Fenerbahçe taraftarını koruma yasası” olarak adlandırmak tam da yerinde olur. Sonuçta derbilerde diğer takım taraftarları özellikle “şike” konusunda Kadıköyü mutlaka inletecekti. 
‘Bu kaos ortamında’ çıkabilecek çatışmaları önlemek adına(!) kaos ortamının çıkmasına sebep olanların lehine alınan bu karardan dolayı, Florya’dan bizlersiz uğurlamak zorunda kalacaktık takımımızı. Ancak binlerin hatta milyonların kalplerinin onlarla attığına inandırmak vardı, futbolcuları da teknik heyeti de… Tam da öyle oldu işte… Değil Türk futbol tarihi, dünyada böyle bir uğurlamanın daha yapıldığını sanmıyoruz.





Takımımızı Florya’dan uğurladıktan sonra heyecanla maç saatini beklemeye başlamıştık. Elbette ki heyecan doruklarda… Derken ekranda bir şeyler beliriyor ve bir arkadaş bağırıyor mekanda “koreografi açılıyor arkadaşlar…” 

Bakıyoruz biz de ekrana… 
Bakıyoruz…
Bakıyor…
“Lan o ortadaki ne?”
“şiii nerden ne çıkıcak şimdi 3D’ydi hani?”
“eeee? Devamı?” 
“aha bu kadarmış! Nasıl yaa?!”
Ve birden büyük bir kahkaha patlaması!.. Tebrikler Fenerbahçe taraftarı!
=)

''Galatasaray nerede olursa olsun kazanmak için oynar. 
Kazanır ya da kaybeder ama kazanmak için oynadığı gerçeğini değiştirmez.'' 
Fatih Terim


Maç günü İmparatorumuzun gözlerinin içine bakıyoruz. Hırsı, inancı, kazanma arzusu, cesareti, futbolcularını olduğu kadar bizleri de motive ediyor, güven veriyor. Özlenen o ruhu hissediyoruz, birlik beraberlik adımları atılıyor İmparatorumuz önderliğinde. Fatih Terim'in düşüncesinde ne geri çekilmek vardır ne de beraberliğe razı olmak... Fatih Terim için nerede olursa olsun kazanmak vardır. Toptan korkmayan, pas yapan, baskılı bir Galatasaray izletiyor bizlere Kadıköyde. Özlenen 'o ruhu' sadece bizlere hissettirmiyor.
Maç başlar başlamaz daha ilk dakikalarda Fenerbahçenin oyun mantığı belliydi aslında. Gariptir ki planını resmen Galatasaray'ın eksilmesi üzerine kurmuş bir takımla karşı karşıyaydık. Melo üzerinden bu hayallerini gerçekleştirmek üzere neredeyse bütün fenerbahçeli futbolcular var güçleriyle savaştı. Bunların içinde en çok dikkat çeken ise, genellikle herkesin efendiliğinden söz ettiği Gökhan Gönül'dü... İlk 20 dakikası sancılı geçen maç, Galatasaray'ın kalan dakikalarda oynadığı futbolla eze eze, ancak berabere tamamlandı. Kimse nedense bahsetmese de, yıllardır süregelen şey yine oldu ve Emre Belözoğlu tüm hak etmelerine rağmen, yine kırmızı kart görmeden maçı tamamlamış oldu. Net 5 tane sarı, hatta 1 tane kırmızı kartı hak eden Emre sayesinde bir kere daha anladık ki, ona kırmızı kart gösterebilecek ilk hakemin derhal MHK'nin önüne büstü dikilmelidir.
Fatih Terim, Hasan Şaş ve Elmander'in alınlarındaki kan, bizlere daha önce de Gerets'le yaşadığımız gibi ''Sarıyla Kırmızıyla Alnımızın Akıyla'' şampiyonluğu getirecektir elbette ki. Ancak sizlere mazinizde yer alan diğer niceleri gibi, bir utanç daha eklemiştir...
Onca üstünlüğe rağmen berabere biten maç bizleri kahretse de, sahada oynanan oyun play-off'lar açısından umudumuz olmuştur. Kaldı ki 'deplasman yasağı' yanı sıra diğer bir 'fenerbahçeyi koruma yasası' gereği başımıza çıkarılan 'play-off' olmasaydı, resmen şampiyonluğumuzu Kadıköy'de ilan etmiş olacaktık. 
Bunun mutluluğuyla Florya'da takımımızı karşıladık. 


Yakılan meşaleler, yapılan tezahüratlar, taraftarın tesislerin içine alınmasıyla birlikte, futbolcular ve teknik heyetle kucaklaşma... Bunların hepsi play-off'ta yapılacak maçlarda alınacak galibiyetlerin temelleriydi aslında. Bir yandan da normal şartlar altında aslında almış olduğumuz şampiyonluğun kutlamaları... Şimdi akılları sıra 'beraberliğe seviniyorlar' diyenler, 2-0 öne geçtikleri maçta 90 dakika tamamlansın diye dua ettiklerini nasıl gizliyorlar anlamak güç. Evet, bir kez daha elimizden kurtuldu fenerbahçe kadıköyde. Ama unutulmasın. Sizin için lig daha bitmedi!..

'Başarı' kavramını yalnızca 'Kadıköy'de Galatasaray'ı yenmek' olarak kabul edenler bilmelidir ki; Bizler için kriter olarak şampiyonluklar, kupalar esas alınmıştır. Nitekim en yakın rakibine 9 puan fark atıp , şampiyonluk yolunda emin adımlarla ilerlemenin sevincidir, yaşanan. Şampiyonlar ligi özleminin son bulmasının yarattığı heyecandır, meşalelerin yakılmasına sebep. Galatasaraylılık kültürü ve duruşu bunu gerektirir. 
Bu vizyona sahip olmayan fenerbahçeli taraftarlardır, sadece 2-2'ye sevinen.

Bizler bu kenetlenmenin sonucunu, 2000 ruhu'ndan iyi bildiğimiz için kaldığımız yerden haykırmaya devam ediyoruz;




...Şampiyonluk Şarkısı Düşmesin Dillerden...