Gecenin bir vakti, meşalelerle tesisleri basmak elbette ki övünülecek bir iş değildir. Ancak tabiri caizse klavye başından "Florya Metin Oktay Tesisleri'ni bastık" haberleri çıkaran fenerbahçeli kfy grubu, güya bir kaç gün öncesinde çıkan "truva" esprisine gönderme yapayım derken, kendi taraftarlarının bu duruma inanmalarına sebep olmuşlardı. Sonrasında olanları anlatmak olmaz sanıyoruz. Bu sebeple "bir gece ansızın gelebiliriz..." diyerek sözü, baskını yapanlara, videoyu hazırlayanlara bırakıyoruz;
Boşuna dememiştik;
"Sizin Hayallerinizin Bittiği Yerde Bizim GERÇEKlerimiz başlar"
Daha önce "deplasmanıma dokunma" isimli yazımızda bu konudaki hassasiyetimizi anlatmaya çalışmıştık. Bu sezon alınan bu kararı “Fenerbahçe taraftarını koruma yasası” olarak adlandırmak tam da yerinde olur. Sonuçta derbilerde diğer takım taraftarları özellikle “şike” konusunda Kadıköyü mutlaka inletecekti.
‘Bu kaos ortamında’ çıkabilecek çatışmaları önlemek adına(!) kaos ortamının çıkmasına sebep olanların lehine alınan bu karardan dolayı, Florya’dan bizlersiz uğurlamak zorunda kalacaktık takımımızı. Ancak binlerin hatta milyonların kalplerinin onlarla attığına inandırmak vardı, futbolcuları da teknik heyeti de… Tam da öyle oldu işte… Değil Türk futbol tarihi, dünyada böyle bir uğurlamanın daha yapıldığını sanmıyoruz.
Bakıyoruz biz de ekrana…
Bakıyoruz…
Bakıyor…
“Lan o ortadaki ne?”
“şiii nerden ne çıkıcak şimdi 3D’ydi hani?”
“eeee? Devamı?”
“aha bu kadarmış! Nasıl yaa?!”
Ve birden büyük bir kahkaha patlaması!.. Tebrikler Fenerbahçe taraftarı!
=)
''Galatasaray nerede olursa olsun kazanmak için oynar.
Kazanır ya da kaybeder ama kazanmak için oynadığı gerçeğini değiştirmez.''
Fatih Terim
Maç günü İmparatorumuzun gözlerinin içine bakıyoruz. Hırsı, inancı, kazanma arzusu, cesareti, futbolcularını olduğu kadar bizleri de motive ediyor, güven veriyor. Özlenen o ruhu hissediyoruz, birlik beraberlik adımları atılıyor İmparatorumuz önderliğinde. Fatih Terim'in düşüncesinde ne geri çekilmek vardır ne de beraberliğe razı olmak... Fatih Terim için nerede olursa olsun kazanmak vardır. Toptan korkmayan, pas yapan, baskılı bir Galatasaray izletiyor bizlere Kadıköyde. Özlenen 'o ruhu' sadece bizlere hissettirmiyor.
Maç başlar başlamaz daha ilk dakikalarda Fenerbahçenin oyun mantığı belliydi aslında. Gariptir ki planını resmen Galatasaray'ın eksilmesi üzerine kurmuş bir takımla karşı karşıyaydık. Melo üzerinden bu hayallerini gerçekleştirmek üzere neredeyse bütün fenerbahçeli futbolcular var güçleriyle savaştı. Bunların içinde en çok dikkat çeken ise, genellikle herkesin efendiliğinden söz ettiği Gökhan Gönül'dü... İlk 20 dakikası sancılı geçen maç, Galatasaray'ın kalan dakikalarda oynadığı futbolla eze eze, ancak berabere tamamlandı. Kimse nedense bahsetmese de, yıllardır süregelen şey yine oldu ve Emre Belözoğlu tüm hak etmelerine rağmen, yine kırmızı kart görmeden maçı tamamlamış oldu. Net 5 tane sarı, hatta 1 tane kırmızı kartı hak eden Emre sayesinde bir kere daha anladık ki, ona kırmızı kart gösterebilecek ilk hakemin derhal MHK'nin önüne büstü dikilmelidir.
Fatih Terim, Hasan Şaş ve Elmander'in alınlarındaki kan, bizlere daha önce de Gerets'le yaşadığımız gibi ''Sarıyla Kırmızıyla Alnımızın Akıyla'' şampiyonluğu getirecektir elbette ki. Ancak sizlere mazinizde yer alan diğer niceleri gibi, bir utanç daha eklemiştir...
Onca üstünlüğe rağmen berabere biten maç bizleri kahretse de, sahada oynanan oyun play-off'lar açısından umudumuz olmuştur. Kaldı ki 'deplasman yasağı' yanı sıra diğer bir 'fenerbahçeyi koruma yasası' gereği başımıza çıkarılan 'play-off' olmasaydı, resmen şampiyonluğumuzu Kadıköy'de ilan etmiş olacaktık.
Bunun mutluluğuyla Florya'da takımımızı karşıladık.
Yakılan meşaleler, yapılan tezahüratlar, taraftarın tesislerin içine alınmasıyla birlikte, futbolcular ve teknik heyetle kucaklaşma... Bunların hepsi play-off'ta yapılacak maçlarda alınacak galibiyetlerin temelleriydi aslında. Bir yandan da normal şartlar altında aslında almış olduğumuz şampiyonluğun kutlamaları... Şimdi akılları sıra 'beraberliğe seviniyorlar' diyenler, 2-0 öne geçtikleri maçta 90 dakika tamamlansın diye dua ettiklerini nasıl gizliyorlar anlamak güç. Evet, bir kez daha elimizden kurtuldu fenerbahçe kadıköyde. Ama unutulmasın. Sizin için lig daha bitmedi!..
'Başarı' kavramını yalnızca 'Kadıköy'de Galatasaray'ı yenmek' olarak kabul edenler bilmelidir ki; Bizler için kriter olarak şampiyonluklar, kupalar esas alınmıştır. Nitekim en yakın rakibine 9 puan fark atıp , şampiyonluk yolunda emin adımlarla ilerlemenin sevincidir, yaşanan. Şampiyonlar ligi özleminin son bulmasının yarattığı heyecandır, meşalelerin yakılmasına sebep. Galatasaraylılık kültürü ve duruşu bunu gerektirir. Bu vizyona sahip olmayan fenerbahçeli taraftarlardır, sadece 2-2'ye sevinen.
Bizler bu kenetlenmenin sonucunu, 2000 ruhu'ndan iyi bildiğimiz için kaldığımız yerden haykırmaya devam ediyoruz;
...Şampiyonluk Şarkısı Düşmesin Dillerden...
1 yorum:
vay caağnım benim kızlar süpermiş :)
Yorum Gönder