...Ayrımın 'FUTBOL' Hali...

Daha doğmadan seçiliyor renklerimiz aslında. Doğacak çocuk kızsa odası ve kıyafetleri pembe seçiliyor erkekse mavi... Erkeksen mavi nüfus kağıdın olacak kadınsa pembe. Bir oyuncak alınacaksa eğer, futbol topu ne yazık ki mavi nüfus kağıdı sahibinin oluyor. Yani daha küçükken futboldan bir adım uzaklaştırılıyor kadınlar. ‘Kadın’ ile ‘futbol’ sadece erkek muhabbetlerinde bir araya geliyor. Bu iki konunun bir araya gelmesi de erkek muhabbetlerinin yegane konusu olmaktan öteye gidemiyor.

Dünya üzerinde yıllardır konuşulan, tartışılan konuların başında gelenlerdendir cinsiyet ayrımcılığı. En çok ayrıştıkları ya da ayrıştırıldıkları konulardan biri de futboldur bu iki grubun.  Bu abilerimizin ve babalarımızın maç izlerken “önümden geçme!”  ikazıyla başlar “kadın futboldan ne anlar ya, söyle bakalım ofsayt nedir?” sorusuyla  son bulur. (sanki futbol sadece ofsayttan ibaretmiş gibi).  Futbol, kadın için, elinin hamuruyla karışılmaması gereken işlerden sadece birisidir onlara göre. Kendilerini bu alanda usta hissedenler kadınları çırak bile görmezler.

Oysa kadınlar da futbol sever.  Hem de öyle güzel sever ki. Onların da vardır gönül verdiği renkler. Onlar da giyer formasını, takar atkısını. Onlar da girer bilet kuyruğuna, koyar biletini cebine koşar aşık olduğu renklere. Onlar da takım sahaya çıktığında alkış tutar. Tezahüratlara eşlik eder, top rakipteyken ıslıklar onlar da... Atılan gole sevinir, yenen gole üzülür, kaçan pozisyona sinirlenirler. İşin özü, taraf olmanın taraftar olmanın tüm gerekliliklerini yerine getirir kadınlar. Ancak “kişilerin yaptığı kurumları bağlamaz” lafının çok konuşulduğu bu senede verilen bir kararla, erkeklerin yaptığı kadınları bağlamaz mesajı verildi ve şöyle söylendi: “kuralları ihlal ederek seyircisiz maç oynama cezası alan takımların karşılaşmalarını; kadın izleyiciler ile yanlarında anneleri olmak şartıyla on iki yaş ve altı çocuklar ücretsiz olarak izleyebilecek.

İlk bakışta lütufmuş gibi sunulan bu kararın alt metnini çok iyi okumak lazım. Seyircisiz maç oynama cezasına maruz kalan takımlar, kadın ve çocuk taraftarlarla dolu tribünler önünde maç yapacaklar. Kadınlar, tribünlerin ‘etkisiz elamanları’ sayılmış ve ceza, onlar üzerinden verilmeye başlanmıştır. Türkiye Futbol Federasyonu, böylesine ciddi bir kararı hiçbir hukuksal dayanağı olmadan vermiştir. Onlara göre tribünlere daha fazla kadın gelmesini sağlamak, güzel görüntüler oluşturabilmek için alınan bu karar aslında kadınlara ceza olmaktan öte bir durum değildir. Federasyon tarafından bir günde çıkarılan bu uygulama, Hollanda Ligi’nde Ajax-AZ maçı öncesinde Ajax kulübü tarafından önerilmiş, hatta ülkemizde övünmeye bile sebep olmuştu. Tam Hollanda bizi örnek alıyor diye düşünürken, Hollanda Futbol Federasyonu bunun anayasal bir ihlal olduğuna ve cinsiyet eşitliği kurallarına ters düştüğüne karar verdi. Tam da olması gerektiği gibi.

Peki kadınlar bu seyircisiz ama seyircili maçlara nasıl gidiyorlar. Çiçek atmak için mi? Erkeklerin yaratamadığı dostluk tablolarını yaratmak için mi? Hayır. Kadınlar bu maçlara ‘erkekleşerek’ gidiyorlar. Boş tribünler olana kadar, kadınlar gitsin zihniyetiyle tribünlere çekilen bu kadınları, cezaya sebebiyet veren erkekler “bizi aratmayın” diyerek yolluyorlar. Tabi kadınlar altta kalır mı “sizi aratmayacağız” diye cevap veriyorlar. Sonuç: yayıncı kuruluş tarafından sesi kısılan tribünler. Çünkü kendilerince tribündeki erkek boşluğunu bu şekilde kapatacaklarını düşünüyor ya da düşündürülüyorlar. Taraftarlıkları kabul görmediği için, böyle bir kabullendirme yolu seçiyorlar kendilerine. Federasyonun verdiği ceza da hükmünü kaybediyor böylece. Buna ceza da verilemiyor üstelik. Çünkü kadın ve çocuklar TFF’nin misafiri olarak maçlara akredite ediliyorlar ve TFF bu sebeple kulüplere ceza veremiyor. 

Seyircisiz maç demek taraftarsız maç demektir. Taraftarsız maç demek ne erkek ne de kadının olmadığı tribünler demektir. Futbolu yönetenler tarafından her ne kadar ‘etkisiz eleman’ olarak görülse de, taraftar kadın vardır ama ne yazık ki yine yenilen taraftır.




'OZ' Büyücüsü  
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------


Spor İletişimi Programında proje olarak 'Oz'Büyücüsü tarafından yazılmış olan yazıyı büyük bir mutlulukla blogumuzda paylaşmak istedik. Böyle bir programda taraftar, hem de taraftar kadınlar hakkında konu seçimi sevindirici. Öncelikle sırf bu sebepten kutlarım seni...


Konuya dönecek olursak, TFF bu sezon aldığı sayısız yanlış kararların yanı sıra, bu kararıyla aklı başında olan pek çok kişiye sınırsız üzüntü sunmuştur. Bu kararla kadınlar cezanın bir parçası olmamış, kadınlar cezanın ta kendisi olmuştur. Ne yazık ki bu vahim durumun farkında olmadan, OZ'Büyücüsü'nün de dediği gibi alt metni iyi okunmadan, binlerce taraftar kadın stadlara akın etmiştir. Ne yazık ki hiçbir yerde bu olaya isyan yaşanmamıştır. 


Oysa elbetteki çoğunluk olunmasa da, hatta çok az bir kesim olsa da, taraftar kadınlar yıllardır tribünlerde en az erkek taraftarlar kadar can-ı gönülden ve hiçbir ayrıcalık beklemeden gönül verdikleri renkleri desteklemektedir.
Kadın taraftarların erkek taraftarlardan farkı bulunmamaktadır. Küfür yüzünden erkeklere kapatılan bir stadın kadınlarla doldurulmasındaki mantık eksiği, Fenerbahçe maçında yayıncı kuruluşun 'ses kısmak' zorunda kalmasıyla biraz olsun anlaşılmıştır umuyoruz. Çirkef taraftar elbetteki vardır. Ancak burada kadın-erkek ayrımı söz konusu olamaz. Kadınlı-erkekli Galatasaray Teknik Direktörü ve yardımcısının kafasını yaran taraftarlar ceza aldıktan sonra, Fenerbahçeli kadın taraftarlar değil midir alınlarına yara bandı takarak, utanmaları gereken durumla dalga geçmeye çalışanlar? Maç boyunca topluca sayısız küfürler edenler?

Burada daha çok yüklendiğimiz taraf Fenerbahçeli kadın taraftarlar, evet. Çünkü "Avrupa Futbol Federasyonları Birliği (UEFA), Fenerbahçeli kadın taraftarları Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği (FIFA) 2011 Fair Play ödülüne aday gösterdi." haberlerinden sonra tüm yayınlarda yapılan övgüleri şaşkınlıkla izliyoruz. 
Yahu cezadan Fair Play ödülü doğar mı? Ceza bu! 
Bilmeyen de sanır ki, Fenerbahçe Spor Kulübü bir karar aldı. "Bu maçımızı sadece kadın ve çocuklara oynayacağız" dedi(!) Ve sonuçta ortaya çıkan tablo sonucu Fair Play ödülüne aday olundu(!)
Bu kulüp ceza aldı! Aldıkları ceza sonucu bu tablolar yaşandı! Fair Play'ın anlamı mı değişti? 
Bizler tribünlerde bu görüntülere karşıyız! Sonuna kadar karşıyız!

Kadınların futbolu bilip bilmediklerini yalnızca "ofsayt" kavramıyla anlamaya çalışanların, taraftar kadınlar hakkında böyle bir karar vermesini kınıyoruz. 
Şükürler olsun ki bu saçma sapan uygulamaya maruz kalmayan bir kulübün taraftarlarıyız. 

Son olarak, yanlış anlaşılma olmasın, boya küpü şekilde, bir ellerinde alkol bir ellerinde sigara, ağızlarda ana avrat küfür olan kadın taraftarlara da karşıyız. Kadınlar da küfreder normaldir demiyoruz. 
Bir yanlış varsa topluca işlenmiştir kadın-erkek ayrılmaz diyoruz. Kadınlar ceza değildir diyoruz! 
Futbolda saha kapatma cezasına komple karşıyız. Taraftarsız maç oynanmaz. Hele ki kadın-erkek ayrımı ile hiç oynanmaz...

'G'heorghe Hagi


1 yorum:

'P'opescu dedi ki...

Seyircisiz oynama cezası kalktı, yerine yeni bir uygulama getirildi. Kimin cezalandırıldığı belli olmayan bir uygulama. 'Seyircisiz' tanımı kalktı yerine 'kadınlar' denildi. Seyirciz, bomboş stadlar yerine 'kadınlar'ı koyalım. Bomboş, hiç yerine kadınlar olsun. Seyircisiz de olabilir sadece kadınların olduğu maçlar da olabilir. Ne farkı var ki, değil mi? Bizim için var, biz bu karara karşıyız, evet biz kadınlar karşıyız. Dışarıdan güzel bir karar gibi görünüyor değil mi? Aksine biz böyle bir uygulamayı aşağılayıcı bir durum olarak görüyoruz. Bu ayrımı ortadan kaldırmaya çalışırken, karşımıza bu karar çıkıyor.Ne yazık ki, dillere pelesenk olmuş 'ofsayt nedir? ' sorusunu bir kez daha hissediyoruz bu kararla. Bizler yıllardır çevremizde her ne kadar umursamaz görünsekte bu tarz 'kadınlar ve futbol' muhabbetlerinde küçümsenen o bakışlardan hep rahatsız olduk. Bizler kadınlı-erkekli taraftarlı maçlar oynanmasından yanayız. Kadınlar da küfreder, kadınlar da meşale yakıp sahaya fırlatır, kadınlar da sahaya yabancı madde atar. Bunlar elbette ki övünülecek şeyler değildir. Ancak bu ayrımın, bu kararın doğru olmadığını söylemek istiyoruz. Nitekim bu kararın uygulandığı bir karşılaşmada yayıncı kuruluşun sesi kıstığını gördük ve yine şaşırmadık, Tff bu sene aldığı yanlış, taraflı kararlarla bir kez daha kontrpiyede kaldı.