Taraftar...
Takımına gönülden bağlı insan...
Bu kelimenin anlamı herkes tarafından aynı şekilde algılanıyor mu sizce? Ortada bir gönül bağı olduğu tartışılmaz, ama gerçekten takıma mı bu gönül bağı?
Bugünlerde, taraftarlık dersi verdiğini iddia eden bir topluluk var Türkiye’de.
“Fenerbahçe taraftarı”. Ama tarafında oldukları şey takımları değil, içerideki başkanları...
Aylardır sürmekte olan şike operasyonunda, daha ilk günden itibaren, takımlarını bir tarafa bırakarak kendilerini adliye önlerine atmayı tercih etmiş ve bununla övünen bir kesim var. Aziz Yıldırım’a sahip çıkmayı, fenerbahçe’ye sahip çıkmak sanan bir kesim. Sabahlara kadar adliye önlerinde bekleyerek, meşaleler yakarak, bağırıp çağırararak taraftarlık taslayanlar.. Kimin uğruna o sabahlamalar, haykırmalar.. Takımınızın adını şikeye bulaştıran , bugün sizi küme düşürülme noktasına getiren başkanınız için. Avrupa’da oynamaktan men etmiş, konuşmalarında “s….rim böyle fenerbahçe’yi” demiş, “şampiyonluklar masa başında kazanılıyormuş öğrendim” demiş insanın peşinden gittiniz.
Teknik direktörünüz bile çıkıp ” bu ülkede hız sınırı aşılmış ama radara sadece fenerbahçe yakalanmış “derken peşinizden gittiğiniz adam mahkemede kendisini “ben burada size “fenerbahçe şike yapmamıştır ama Galatasaray yapmıştır” diye savunacak kadar komik durumlara düşürmüştür. Üstelik bir Uefa maçı için söylemiştir bu sözü. Siz de sorgulamadan bunu da kabul ettiniz, hatta daha da ileriye gidip kanalınızda o maçın tekrarını verdiniz. “Lig’den çekilme talebimizi federasyona ileteceğiz” laflarıyla mağdur edebiyatı yapıp yine gündem değiştirdiniz.
Sizler bizlere taraftarlık dersi verecek son insanlarsınız şu ülkede. Bizler tribünlerde olmamız gereken yerde, tek yumruk ”hiçbir şeye değişilmez senin sevgin bu dünyada” diye haykırırken sizlerin taraftarlığı, o ellerinizi, bir Galatasaraylı gördüğünüzde 6 işareti yapmaktan öteye gidememiştir. Bizler Avrupa’nın en büyüğü olup meydanlara dökülürken, sizler isimler için metris konvoyları oluşturmayı taraftarlık zannettiniz. Bizler Avrupa’nın en iyi koreografi showlarını yapan taraftar grupları arasında gösterilirken, taraftarlık dersi verdiğini iddia eden sizler ters pankart açarak kendi kendinizi rezil ettiniz. Bir zamanlar “katil” diyerek haykırdığınız adama “kaptan”ünvanı verdiniz. Yaratıcılığınız “beni yak kendini yak Mamadou Niang” dan öteye gidemediği için, başkanınızın dev posteri altında Kadıköy’ü çalıntı slogan pankartlarla süslediniz. "Fenerbahçe taraftarı Atatürk'ün izinden gider, siz cemaatçiler anlayamazsınız" dediniz, başkanınız “başbakanla aramıza kimse giremez diye açıklamalar yaptı. İzinden gidiyoruz dediğiniz Atatürk’e suikast girişiminde bulunan insanlardan bihaber olup kendi içinizde bir cumhuriyetten bahsettiniz. Kayınpederi sayesinde bir gazetede spor haber müdürü olan insan bir koreografimiz için “sarı kırmızıyı anladık da o yeşil ne onu anlayamadık “dedi onun şakşakçılığını yaptınız ama dönüp kendi armanızdaki sarı kırmızı yeşile bakmadınız. Akp kuruluşunda bir numaralı yandaşı olan Ülker ile basketbol şubenizi birleştirdiniz ve bizleri cemaatçi olmakla suçladınız.
Siz, baştan kaybetmiştiniz.. Ama 14 yıllık adamı 104 yıllık takımınıza tercih etmekle ortadaki "0"rakamından asla öteye geçemeyeceğinizi bir kez daha gösterdiniz. Ama bir dakika.. Siz içinde "Galatasaray" geçmeyen cümlelerden anlamıyordunuz değil mi? O zaman şöyle söyleyeyim. Biz sizin için kendinizi savunmanızda bile kullanmanız gereken "Büyük Kulüp" iken siz bizim için "iyi ki Galatasaraylıyım" deme sebeplerimizden sadece birisiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder